"En iyiye en yakın olmayı"
hedef edinenlere...
Önerilerim, irdeleme, sorgulama ve anlamaya çalışma temelli düşünenler
içindir. Felsefece düşünmek ve en iyiye en yakın bir yaşamı hedeflemek
için yaşamın kendisi bize yaşadıklarımızdan birtakım ya da pek çok
deneyim dersleri çıkarttırır. Her bireyin ciddi deneyimlere sahip
olması beklenmez. Düşünce tarihinin ilk düşünürlerinden itibaren,
tüm zamanlarda, ne güzeldir ki, düşünce deneyimleri insanlarla paylaşılagelmektedir.
Ancak bu paylaşımlardan yararlanılma oranının maalesef çok düşük olduğu;
herhangi bir romanın, bir felsefe kitabının yüz katı satabildiği gerçeği
ile sabittir. Önerilerim, düşünmeyi sevenlere, yaşamı irdelemeye ve
anlamaya çalışanlara, en iyiye en yakın olmayı kendisine hedef edinenlere.
1. Düşünce
Düşüncelerin yaşamını belirler...
İnsanı değerli kılan özgün düşünceleridir. Düşüncelerinizin niteliği,
sizin ne olduğunuzun bir göstergesidir; kararlarınız, seçimleriniz,
yanlışlarınız, erdemleriniz hep düşüncenizin ürünüdür. Bireylerin
farklı dönemlerinde düşünceleri gelişir, değişir ve şekillenir. Bu
sürecin irade kontrolünde geçirilmemesi durumunda, yaşamın yanlışlara
yönelmesi olasıdır, hatta ciddi zorluklar yaşama riski vardır. İyilikler
ve güzelliklerle dolu bir yaşam olasılığı, kritik analitik düşünmeyi
becerenler için daha yüksektir. Yaşamınıza önem ve değer veriyorsanız,
akılcı düşünme alışkanlığı edinin. Önce sen kendin aklını kullanarak
düşün, sonra da diğer insanlara öner.
2. Zayıflık
Uyuklamak: zayıflık ve acizlik...
Beynimizi sadece dünyanın nesnel yaşamı ve gerekleri için kullanmaktan
kurtulmak gerekir. Bu durum, insanı yaşamın değerli gerçeklerini anlamaktan
alıkoyar ve tümel yaşama oranlandığında uyku halini çağrıştırır. Uyuklamadan
kurtulmak, düşünmeye ciddi zaman ayırmak, en önce kendimizi olmak
üzere tüm yaşamı irdelemek ve anlamaya çalışmak için, beynimizi ve
düşüncelerimizi uyandıralım. Ruhları canlı: dipdiri olan insanlar
doğru ve güzel hedeflere yol alırken, zayıflar ve uyuklayanlar ise
insan olmanın sıradan güzelliklerini hayal etmekte bile zorlanırlar.
Önce sen kendin düşüncelerini uyandır, sonra da diğer insanlara öner.
3. Canlanış
Yaşamak için nefes almak yetmez...
Yaşamını gözlerin açık ama zihin, algı ve duyumların kapalı olarak
yaşarsan, fiziksel gözle görülemeyen pek çok güzel ve değerli ögelerden
mahrum kalabilirsin. Yaşamının anlam ve doyuma ulaşan erdemlere sahip
nitelikler kazanması için, akıl ve gönül gözünü de açarak canlanman,
tümel yaşamın gerçek değerlerinin neler olduklarını öğrenmen ve yaşamına
geçirmen gerekir. Nefes almakla ve gözlerinle görmekle yetinme; ruhunla
dipdiri yaşamaya ve aklınla görmeye çalış. Sadece nefes almakla yaşadığını
sanan canlılar, bitkisel yaşamlarının bile bilincinde olamazlar. Önce
sen kendin ruhunu canlı tut, sonra da diğer insanlara öner.
4. Sevgi
İyilik ve doğruluk için sev ve uyar...
Akılcı analitik düşünce, insanı doğruya götürür. Yaşamı ve yaşadıklarını
salt nesnel boyutuyla duyumsayan birey, yaşamın ruhsal zenginlik boyutunu
ve olası ruhsal güzelliklerini yaşayamaz. İnsanlarla birlikte olmak,
onlara her koşulda yardım elini uzatmak, onları gözetmek ve gereğinde
uyarmak, tümel yaşama değerli bir katkıdır. Yanlış yaptığını bildiğin
insanlara doğruyu göstermeye ve anlatmaya, olası kötülüklerden uzak
tutmaya çalış, kurtarma ve koruma yüceliğine ve saygınlığına ulaş.
İnsanların iyiliği için, bildiğin mutlak doğrularla onları uyar, onları
sev. Önce sen kendin iyi ve doğru ol, sonra da diğer insanlara öner.
5. Değerler
Tanı, öğren, bil, bağlan...
İnsan yaşamını değerli kılan, sahip olunan değerlerdir. Yanlış değerlere
yöneliş ve yanlış hedefleri değer sanıp kabullenmek, bir insanın yaşamında
yapabileceği en büyük hatadır. Ki bu hatalar bazen insanı genel ve
tümel anlamda tümüyle yokoluşa götürür. Aklını kullan, sana değer
olarak sunulan ve dayatılanları aklınla sorgula, elinle ya da gözünle
değil, ruhunla gerçek değerleri hisset ve algı gücünü geliştir. Ruhsal
değerlerle zenginleştirdiğin bir yaşamın varsa, önceden asla tahmin
bile edemeyeceğin yücelikte güzellikler yaşaman olasıdır, yeter ki
onu algılayabil! Önce sen kendin ruhunla değerlen, sonra da diğer
insanlara öner.
6. Arınma
Ruhların büyük gereksinimi...
İnsan, yaşamın ne olduğunu anladığı güne varıncaya kadar, bir şekilde
kirlenme riskleri yaşar. Yaşanılan zorluklar ve dikkatsizlikler ile
yeterince düşünülmediğinden yapılan yanlışlar, insanın ruhsal değerlerini
ve doğrularını kirletirken, bir anlamda yaşamın kendisini de kirletir.
Bu gerçeğin ayırdına varabilen hiç kimse kirli kalmak istemez; arınmak,
temizlenmek ve sapkınlıklarından kurtulmak ister. Kim iyiye ve güzele
giden değerli bir yol tutarsa, bu kendisi içindir. Yanlışı, kirliyi
ve kötüyü öğrendikten sonra, eğer yaşamında varsa onları terk etmek
ise doğru ve saygın olandır. Önce sen kendin yanlışlarından arın,
sonra da diğer insanlara öner.
7. Kötülükler
İyilikler ve güzellikler varken...
İnsan, çevre gerçeğini dolu dolu yaşar. Çevrenizin size etkilerini
kontrolünüz altında tutamazsanız eğer, çevreniz kişiliğinizi ve yaşamınızı
doğrudan ve acımasızca şekillendirecektir. Tertemiz doğan insan, çevresinde
yanlışlar yaşanıyorsa, kötüyü ve kötülükleri tanır. Gelişim döneminde
insanlar eğer akıllarını kullanmazlarsa, savunmasız bir şekilde kötülüklerin
etkisinde kalabilirler. Her insanın, akıl rehberliğinde kötü olan
şeylerden uzak durarak, varsa kötülükleri terkederek, iyiliklere ve
güzelliklere ulaşma gücü olduğunu ve buna layık olduğunu unutmayalım.
Önce sen kendin kötülüklerden uzaklaş, sonra da diğer insanlara öner.
8. İyilikler
Önemi yeterince bir bilinse...
Evet, kötülüklerden uzak durmalı, iyi ve güzellikler hedeflenmeli,
bunun için çalışmalı ve gayret edilmeli. Peki ya başkaları için birşeyler
yapabilmenin yüceliği? İnsanın kendisi için her iyiliği istemesi en
doğal olandır. Ama değerli olan, sizin kendiniz için istediğiniz iyilikleri,
başkaları için de istemeniz, ve bunun için çaba göstermenizdir. Başkalarına
iyilikler yapmayı, ihtiyaçlarını gidermeyi düşünmek ve bu amaçla çalışmak;
değerli ve saygın bir davranıştır. Bu davranışı gösterebilmek insanı
yüceltir; yüce bir insan olabilmek ise herkes için, tüm zamanlar için
en ideal olandır. Önce sen kendin başkalarına iyilikler yap, sonra
da diğer insanlara öner.
9. Zorluklar
Değere ulaşmanın bedeli...
İnsan yaşamı, kolaylıklar ve zorlukların birlikte ve içiçe yaşandığı
bir bütündür. Kolay olanlar basit, zor gibi görünenler ise değerlidirler.
Planlı ve titiz çalışmalar yapmadan ciddi bir sınavı başarmak olası
mı? Ciddi bir sınavı başarmanın sonunda mutlaka bir değere ulaşacağınızı
bilirsiniz. İyi, güzel ve değerli olana sabırla, zorlu yollardan geçilerek
ulaşılır. İnsanın kendi içsel zayıflığı ile mücadele ederek zorluklara
dayanması ve değerli olana ulaşmak için çaba göstermesi, saygın ve
yüce bir davranıştır. Her insanda mutlaka zorluklara dayanma gücü
vardır ve bütün değerlere de layıktır. Önce sen kendin zorluklara
dayan, sonra da diğer insanlara öner.
10. Gerçek
Büyük son ve gerçeğe hazırlık...
Her canlı gibi insan da mutlaka büyük son’u yaşayacaktır. Yaşamının
bir gün sonlanacağının bilincinde olan insan, aklını kullanarak düşünmeli,
yaşamını irdelemeli, dünyayı ve yaşamı: yaşamın satır aralarını okumalı.
Var olan her şey bir gün bitecekse, ölüm her şeyin sonu ise, bunca
yaşanan değerler bütünü tümüyle anlamsız ve boş olabilir mi? Büyük
son, insan yaşamının değerleri ölçüsünde, iyilikler ve kötülükler
dengesinde bir anlama sahip ise, gerçek olan o büyük güne hazırlanmak
için nefeslerin doğru harcanması gerekmez mi? Önce sen kendin Büyük
Son’u: en ciddi gerçeği: ölümü bil, anla ve hazırlan, sonra da diğer
insanlara öner.
Saygılarımla.
Mahmut Özturan