ÖYLESİNE DÜŞÜNCELER SONUNDA BİLİNÇSİZ YOKOLUŞLAR

Düşünmek, insanın kendisini, varlığı ve yaşamı anlayabilmesi ve kavrayabilmesi için en temel olgu ve gerekliliktir. Varlığın en büyük gereksinimi olan düşünme, niteliksizliği ile öylesineleşmesi durumunda, bilinçsizce de olsa, anlamlı bir yaşamın yok oluşuna sürükleyebilir insanı. Düşüncelerin aklın kontrolünde sürdürülebilmesi durumunda, iyi ve doğru olanı bulmak, yaşama katmak ve yaşamak için önemli mesafeler katedilebilinir. İnsan, yaşamının nesnel boyutlu eylemlerini mümkün olabildiğince ciddiye alarak ve konuya odaklanarak düşünür, irdeler, sorgular ve hedefine ulaşmak için tüm gücünü kullanır. Konunun değerlendirme sürecindeki düşünsel yolculuğunu ciddiyetle önemser. Ancak nesnel olmayan konularda, analiz ve irdeleme yapılmadan düşünsel sürecin öylesine geliştiği çok sayıda örnek bilinir ve yaşanır; kendisini objektif sorgulayan herkes bunun farkındadır. Düşüncelerin “öylesine’leşmesi” : sıradanlaşması, özensizleşmesi, herhangi bir konunun düşünsel sürecinde yaşanan: “konuya gereken önemin verilmemesi ve hassasiyetin gösterilmemesi ve bunun bir alışkanlıkla yaşam biçimine dönüşmesi, bu düşünce yönteminin standartlaşması durumunda, insan, bilinçsizce yok oluşlara yönelir ki bu durum, insanın kendisine yapacağı en büyük kötülük olacaktır. İşin en acı noktası da, kişinin yok oluşa yöneldiğinin, kendi yok oluşunu hazırladığının farkında ve bilincinde olamamasıdır! Kendi yaşamının temel düşünsel süreçlerini ve kendi öz varlığını yeterince önemsemeyen, kendisini, yaşamını ve genel anlamda yaşamı öylesine yorumlarla hafife alan, nitelikli ve anlamlı bir yaşamdan uzaklaşma sürecini yaşamaya başlamıştır zaten! Yaşamın her konusunda ve her evresinde, varlığına saygı ve sahipliklerine bilinçli olumlama ile aklını her durumda devrede ve aktif tutarak, “öylesine” olan her şeyden uzak durulabilmelidir. Akılcılıktan uzak olan düşünce “öylesine” kalır; öylesine düşünmeler sürecinde akıldışılıklar, kişiyi duyguların kontrolsüzlüğüne terkeder. Kontrolsüz kalan duygusal süreç ise, büyük bir olasılıkla kişiyi yokoluşlara sürükler; çünkü kişinin düşünmelerini aklın kontrolünde tutmaması ya da tutamaması, bilinci terketmesine ve her türlü olumsuzluklara açık ve korumasız kalmasına neden olur. Düşünsel süreçlerini aklın kontrolünde gerçekleştiren insan bilinçlidir, yaşamı ve varlığı için, neyin iyi, neyin kötü; neyin yararlı, neyin zararlı olduğunu bilir ve kendisine olumsuzluklar yaşatacak ve kendisini yok oluşa sürükleyecek tüm olasılıklardan uzak durur ve, kendi iyiliği için varlığına saygının bir gereği olarak aklıyla düşünür, aklıyla eyler.
Saygılarımla
Mahmut Özturan
Ağustos, 2022